8 Temmuz 2018 Pazar

8 temmuz 2018 Çorlu Tren Kazası Üzerine

Öncelikle vefat eden vatandaşlarımız varsa (umarım yoktur), kendilerine allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı yaralanan vatandaşlarımıza da acil şifalar dilerim.

Kaynak: https://www.pexels.com/photo/accident-black-and-white-care-catastrophe-6703/


Raylı sistemler alanında çalışan bir araştırmacı olarak, birkaç kelam etmek isterim.

Şu sıralar tüm dünyada, düşük maliyetli (low cost) araç tabanlı sensörler kullanılarak ray altyapısında, raylarda veya araçta bir sıkıntı olup olmadığını anlamak konusunda yapılan akademik çalışmalar var. Bu geliştirilen yöntemlere durum görüntüleme (condition monitoring) denmekte ve bir gps sensörü kullanılarak sorunlu rayların konumu tespit edilebilir veya araçta bir problem varsa ortaya çıkarılabilir. Hızlı tren hatlarımızda kullanıldığından eminim bu tip sistemlerin (çünkü altyapı ve araçlar yurtdışından alınıyor), fakat konvansiyonel hatlarla yabancı firmaların alakaları olmadığı için konvansiyonel hatlarda bu tip sistemlerin kullanılmadığını düşünüyorum. Bu tip bir sistem kullanılsaydı, önceki seferlerde araçtan alınan verilerle raylarda veya araçta bir sorun olduğu anlaşılıp, raylar veya araç bakıma alınır ve kaza engellenebilirdi.

Bizde akademide bir avuç insan var bu konuda çalışan. Bu konuda çalışan daha çok insana ihtiyaç varken nedense kimsenin umrunda değil. Maalesef bilimde ve teknolojide güncel konuları (state of art) yakalayalım derken, temel sorunlarımızın çözümü için yapılması gereken şeyleri de atlıyoruz. Ayrıca bu tip düşük maliyetli yöntemler geliştirmesi için ne demiryolu şirketlerinden ne de ilgili kamu kurumlarından bir talep var bildiğim kadarı ile. umarım ilerleyen zamanlarda bu tip şeylerle ilgilenen daha fazla mühendis ve akademisyen olur ülkemizde ve onların geliştirdiği sistemlerle konvansiyonel hatlarda gerçekleşen kazaları bitiririz.

3 Ağustos 2015 Pazartesi

En zekilerin bile görmek istemeyecekleri önyargıları olabilir...

Çok uzun zamandır buraya bir şey yazmamıştım. Bugün benim için ilginç olan bir şey okudum. Belki bu kısa yazıyı okuyacaklar için de ilginç olabilir öğrendiğim şey.

Şu sıralar Stephen Hawking'in popüler bilim kitaplarını okumaktayım. Çok uzun süre (tam hatırlayamamakla birlikte Amerika için 55 hafta olması lazım) Amerika ve İngiltere'de en çok satan kitaplar listesinin tepesinde kitapları olan bir bilim adamı ve yazar. Kendi söylemine göre Evren ve Evren hakkındaki çalışmaları için kitap yazmasının nedeni en başta kızının eğitim giderlerini karşılayabilmek. 

Resim şuradan alınmıştır: http://www.amazon.co.uk/Black-Holes-Universes-Other-Essays/dp/0553406639


Bir bilim adamı olarak herkesin anlayabileceği bir üslupla yazmış kitaplarını. Tabii ki bunda anlaştığı yayınevinin çok büyük katkısı var. Yayınevi yönetmeninin yönlendirmeleri sonucu bu tip anlaşılabilir kitaplar yazabilmiş. Hawking'in söylediğine göre kitabında bazı temel denklemlere yer vermek istemiş, fakat yayınevi yönetmeni biraz halk yardakçılığı (bkz. populis bir tavırla) yaparak Hawking'in koyacağı her denklemin satışları yarıya indireceğini söylemiş. Hawking kitabına koyduğu Einstein'ın meşhur kütle enerji denkleminin (E=mc^2) kitabın satışlarını yarıya indirip indirmediğini bile şaka yoluyla da olsa sorgulamış.

Gelelim benim öğrendiğim bilgiye. Hawking son yüzyılda kuramsal fizikte olan gelişmelerden bahsettiği kitabında doğal olarak Einstein'a ve çalışmalarına da yer vermiş. İlginç olan şey, Einstein'ın 1905'te özel görecelik kuramı olarak ortaya koyduğu, 1915 yılında ise genel görecelik kuramı olarak genişlettiği kuramında evrenin matematiksel olarak büzüldüğünün veya genişlediğinin gösterilebilmesine rağmen, Einstenin'ın statik evren olgusuna körü körüne inanması ve kuramının bunu belirtmesi için adına kozmolojik sabit denilen bir sabit eklemesi. 1929 yılında Edwin Huble'ın evrenin genişlediğini gösteren gözlemiyle, Einstein büyük bir hata yaptığını anlamış ve bu kozmolojik sabiti hayatnın en büyük hatası olarak nitelendirmiş. Şimdi neden "En zekilerin bile görmek istemeyecekleri önyargıları olabilir..." gibi bir başlık kullandığımı anlamışsınızdır. Kendi hayatımda önyargılardan kurtulmaya çalışan birisi olarak şunu belirtmeliyim bu örnek bana daha kurtulamamış olduğum nice önyargım olabileceğini hatırlattı.

Önyargısız bir hayat sizinle olsun!

Altan ONAT

3 Ekim 2014 Cuma

Einstein ile Ay Yürüyüşü!

Uzun bir süreden sonra tekrar bir şeyler yazma ihtiyacı hissettim ve en iyisinin blogda yaşadıklarımı, okuduklarımı ve hissettiklerimi paylaşmak olacağını düşündüm. Başlığın biraz garip olduğunun farkındayım, şu sıralar okuduğum bir kitabın isminin İngilizce'den bendenize ait şahane(!) çevirisi. Kitabın orjinal ismi "Moonwalk with Einstein". Kitap başlangıçta bir kişisel gelişim kitabı gibi görünse de, aslında sadece bir insanın bir yıl içerisindeki değişimini anlatan bir roman gibi. Kitap bir gazetecinin bir röportaj sürecinde, önce dünyanın en güçlü insanını araması ile başlayan, daha sonra buradan dünyanın en zeki insanını aramasına yönelen yaşamından bir kesitle başlıyor. Bu olaydan sonra kitap yazarın bir sene içerisinde kendisini ve hayatını değiştirerek nasıl Amerika'nın hafıza şampiyonu haline geldiğini içeriyor. Amacım burada kitabı anlatmak değil, fakat kitapta İngiltere ile ilgili verilen bir örnek var ki dikkatimi çekti. Yazar eğer Londra'yı ziyaret ederseniz ellerine tutuşturulmuş bir harita ile sokaklarda mobiletleri ile gezen çoğu genç insanlarla karşılaşabileceğinizi yazmış. Bu insanların Londra'nın taksi sürücüsü adayları olduğundan bahsetmiş. Bu eğitimdeki gençlerin Londra'daki Ulaştırma Ofisi tarafından akredite olmaları için iki veya dört yıl içinde bu hızla büyüyen şehirdeki 25000 sokağın tüm yerlerini ve trafik düzenlerini ve bunun yanında 1400 adet önemli konum (landmark) hatırlamaları gerektiğinden söz etmiş. Ayrıca sadece 10 kişiden 3 kişi bu akreditasyonu elde edebiliyormuş. Bu örnek bana çok ilginç geldi, yaptığım şeyler konusunda ve başka konularda beni düşünmeye sevketti. Bu yayını okuyacak olanlarla da bu örneği paylaşmak istedim.